3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Ahmet Doğan, Atilla Öz ve Tevfik Tepebaşı, bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Tutuksuz sanık Nebi K. ile müştekiler ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Doğan, savunmasında, sitedeki blokların farklı kooperatiflerce farklı zamanlarda yapıldığını, bazı blokların ise kendisinin de üyesi olduğu kooperatiflerce inşa edildiğini ve müteahhidini tanımadığını söyledi.
Ebrar Sitesi’ndeki diğer bloklar gibi K Blok’un da yıkıldığını ifade eden Doğan, şunları kaydetti:
“Tüm Ebrar Sitesi’nin yapımında ‘var’ olduğum söylenmiş oysa ki ben Kahramanmaraş’a geldiğimde bu alandaki bazı binaların inşaatı tamamlanmış bazılarının ise inşaatı devam etmekteydi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünden aldığım, müteahhit olmadığıma dair belge ortadadır. Savcılık iddianamesinde fiili olarak müteahhit olarak belirtilsem de ben hiçbir zaman müteahhitlik yapmadım. Maddi gücü olmayan bir öğretmen nasıl müteahhitlik yapabilir?”
Tepebaşı da K Blok’un yapımıyla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, sanık Nebi K’nin ise inşaatların sıva işini yaptığını belirterek, suçlamaları kabul etmedi.
Atilla Öz, kurucusu Tevfik Tepebaşı, müdürü Mustafa Timurbanga olan ve kendisinin ise sadece üyesi olduğu kooperatif kapsamında yapılan siteden daire verildiğini ve yetkisinin bulunmadığını dile getirdi.
Nebi K. de Tepebaşı, Öz, Doğan ve Tımurbanga’nın yaptığı sitedeki binaların sadece sıva işini yaptığını ileri sürdü.
“BİNA İLK 5 SANİYE İÇERİSİNDE YIKILMIŞ”
Müştekilerden Pakize Koç, K Blok’ta anne ve babasını kaybettiğini, evi Tepebaşı’na güvenerek aldıklarına değindi.
Hiç kimsenin böyle ölmeyi hak etmediğini aktaran Koç, şöyle devam etti:
“Babam bu evi aldığında Tevfik Tepebaşı’na para ödüyordu. Annem hayallerle o evi aldı. Babam ve annem, Tevfik Tepebaşı din kültürü öğretmeni olduğu için güvenip o evi aldı. Çevredeki komşuların dediğine göre binanın yapımı sırasında bina hiç sulanmamış. Bina ilk 5 saniye içerisinde yıkılmış, evler adeta birbirine karışmıştı. Hiç kimse böyle ölmeyi hak etmedi. Babama tapuyu verirken yaptıkları evi savunuyordu.”
Diğer müştekiler de sorumlulardan şikayetçi olduklarını belirtti.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut halinin devamına karar vererek duruşmayı 11 Temmuz’a erteledi.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis talep ediliyor.